Hipokondriyazis, kelime anlamıyla “sağlığı hakkında aşırı endişe duyma ve hastalıklardan sürekli korkma durumu” anlamına gelir. Kişi, küçük bedensel belirtileri ciddi bir hastalık belirtisi olarak algılayabilir ve sürekli doktora gitme, test yaptırma veya sağlıkla ilgili araştırmalar yapma ihtiyacı hissedebilir.
Hipokondriyazis, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir ve kaygı ile stres düzeylerini artırabilir.
HİPOKONDRİYAZİS’İN GÜNLÜK YAŞAMDA GENEL YANSIMALARI
Hipokondriyazis yaşayan kişiler genellikle şu davranışları gösterir:
- Küçük bedensel semptomları aşırı ciddiye almak
- Sık sık tıbbi kontroller ve testler yaptırmak
- İnternetten veya başka kaynaklardan sürekli sağlık araştırması yapmak
- Hastalık düşünceleri nedeniyle sosyal ve iş yaşamını sınırlamak
- Kendisini veya sevdiklerini sürekli olası hastalıklara karşı endişelendirmek
Bu durum, kişinin yaşam kalitesini düşürebilir ve kaygı ile stresin kronikleşmesine yol açabilir.
HİPOKONDRİYAZİS KİMLERDE DAHA FAZLA GÖRÜLÜR?
Hipokondriyazis özellikle şu kişilerde daha sık görülür:
- Kaygı bozukluğu olan kişiler: Genel anksiyete bozukluğu veya panik bozukluğu olanlar hastalık kaygısına daha yatkındır.
- Mükemmeliyetçi veya kontrol odaklı kişiler: Sağlık üzerinde tam kontrol sağlama ihtiyacı olan kişilerde hipokondriyazis görülebilir.
- Geçmişte ciddi hastalık geçirmiş kişiler: Kendi veya yakınlarının hastalık deneyimleri kaygıyı artırabilir.
- Stres altında olan bireyler: Yoğun stres, bedensel semptomları abartılı algılamaya neden olabilir.
- Ailede sağlık kaygısı olan kişiler: Genetik ve çevresel faktörler etkili olabilir.
HİPOKONDRİYAZİS HANGİ PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARLA İLİŞKİLİDİR
Hipokondriyazis, aşağıdaki ruhsal durumlarla ilişkili olabilir:
- Genel Anksiyete Bozukluğu: Sürekli kaygı, hastalık korkusunu tetikleyebilir.
- Panik Bozukluğu: Bedensel semptomlar panik atak ile ilişkilendirilebilir.
- Depresyon: Düşük ruh hali ve olumsuz düşünceler hastalık kaygısını artırabilir.
- Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB): Hastalıkla ilgili obsesif düşünceler ve sürekli kontrol davranışları görülebilir.
- Stres ve travma sonrası bozukluklar: Yoğun stres ve travmatik deneyimler sağlık kaygısını tetikleyebilir.
HİPOKONDRİYAZİS VE PSİKOTERAPİ YÖNTEMLERİ: NASIL ÇALIŞILIR?
Hipokondriyazis yönetiminde kullanılan psikoterapi yaklaşımları şunlardır:
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Olumsuz sağlık düşüncelerini tanıma ve değiştirme, gerçekçi değerlendirme becerilerini geliştirme.
- Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT): Hastalık kaygısını kabul etme, anı yaşama ve değer odaklı hareket etme.
- Mindfulness Tabanlı Yaklaşımlar: Bedensel belirtileri gözlemleme, farkındalık ve kabullenme geliştirme.
- Stres Yönetimi ve Rahatlama Teknikleri: Nefes çalışmaları, gevşeme ve meditasyon ile kaygı düzeylerini düşürme.
- Eğitim ve Psikoeğitim: Hastalığa dair gerçekçi bilgi sağlama ve yanlış inançları düzeltme.
PSİKOTERAPİNİN HİPOKONDRİYAZİS ÜZERİNDE FAYDALARI
- Hastalıkla ilgili aşırı kaygı azalır.
- Günlük yaşam aktivitelerine katılım artar.
- Gereksiz tıbbi kontrollerin sıklığı düşer.
- Kaygı ve stres düzeyleri kontrol altına alınır.
- Kişi beden ve zihni arasındaki dengeyi yeniden kurar.
Sıkça Sorulan Sorular
Hipokondriyazis nedir?
Küçük bedensel belirtileri ciddi bir hastalık olarak algılama ve sürekli hastalık korkusu yaşama durumudur.
Hipokondriyazis tedavi edilebilir mi?
Evet, psikoterapi ve destekleyici yöntemlerle hastalık kaygısı azaltılabilir.
Hipokondriyazis ile obsesif kompulsif bozukluk arasındaki fark nedir?
Hipokondriyazis daha çok sağlık kaygısına odaklanırken, OKB farklı obsesyonlar ve kompulsif davranışlarla kendini gösterir.
Hipokondriyazis ne kadar sürer?
Tedavi edilmezse kronikleşebilir, ancak terapi ile semptomlar ciddi şekilde azalabilir.



