
Kalp ağrısı ve çarpıntı denildiğinde çoğu insanın aklına ilk olarak kalp krizi ya da ciddi bir kalp hastalığı gelir. Oysa bazen bu belirtilerin altında fiziksel değil, psikolojik nedenler yatabilir. Özellikle yoğun stres, kaygı, panik atak ya da depresyon gibi ruhsal sorunlar, vücutta çok gerçek ve korkutucu hisler yaratabilir. Psikolojik kalp ağrısı kavramı tam da bu noktada karşımıza çıkar: Bedende hissedilen, ancak çoğu zaman ruhsal kaynaklı olan bir sıkışma, ağrı ya da çarpıntı hali. Bu tür belirtiler çoğu zaman kişinin kalp krizi geçirdiğini düşündürür fakat yapılan tetkiklerde kalpte herhangi bir sorun bulunmaz. Yani aslında bedenin diliyle ruhun verdiği sinyallerdir.
Psikolojik kalp ağrısı, göğüs bölgesinde hissedilen ağrı, baskı ya da yanmaların kalp hastalıklarından değil zihinsel ve duygusal süreçlerden kaynaklanmasıdır. Beyin ile kalp arasındaki güçlü bağlantı bu durumu açıklar. İnsan yoğun stres altındayken vücut savaş ya da kaç tepkisi verir; kalp atışları hızlanır, nefes almak zorlaşır, göğüste sıkışma hissi artar. Bu bedensel tepkiler, aslında psikolojik süreçlerin dışa yansımasıdır. Benzer şekilde çarpıntı da çoğunlukla psikolojik nedenlerle ortaya çıkabilir. Kaygı bozuklukları, panik atak, stres, depresyon ve travmatik yaşantılar kalbin ritmini bozarak kişiye kalbinde bir sorun varmış hissi verir. Özellikle panik atak yaşayan kişilerde aniden başlayan yoğun korku nöbetleri sırasında çarpıntı en belirgin belirtidir.
Psikolojik kalp ağrısını gerçek kalp hastalığından ayırmak çoğu zaman kolay değildir. Çünkü hissedilen acı ve çarpıntı gerçektir. Bu yüzden en önemli adım, belirtileri yaşadığınızda öncelikle bir kardiyoloğa başvurmaktır. Yapılan muayeneler ve tetkikler sonucunda kalpte herhangi bir organik sorun bulunmuyorsa, bu durumda psikolojik nedenler ön plana çıkar. Böyle bir durumda kişi hem rahatlar hem de sorunun ruhsal kaynaklı olduğunu bilerek çözüm yollarına odaklanabilir.
Psikolojik kalp ağrısı ve çarpıntı yaşayan bir kişinin atabileceği adımlar arasında psikolojik destek almak en önemlisidir. Bir psikolog ya da psikiyatrdan yardım alarak kaygı, stres ve travmalarla baş etme becerileri geliştirmek mümkündür. Bunun yanında nefes egzersizleri yapmak, düzenli uyumak, sağlıklı beslenmek, kafein ve nikotinden uzak durmak, hafif egzersizler ve meditasyon gibi rahatlatıcı aktiviteler de kalp üzerinde olumlu etkiler yaratır. Kısacası, ruhsal yükler hafifledikçe kalp de daha rahat atar.
Sonuç olarak psikolojik kalp ağrısı ve çarpıntı, göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur. İnsan ruhu ve bedeni bir bütündür, bu yüzden kalbiniz sadece fizyolojik değil, psikolojik yükleri de taşır. Eğer siz de göğüs ağrısı, kalp sıkışması ya da çarpıntı yaşıyorsanız ve bunun stresle bağlantılı olduğunu düşünüyorsanız, hem tıbbi kontrol yaptırmalı hem de psikolojik destek almayı değerlendirmelisiniz. Psikolojiden.com üzerinden online psikolog desteği alabilir, uzmanlarla görüşerek kaygı ve stresin yarattığı bu ağır yükü hafifletebilirsiniz. Unutmayın, kalbinize iyi bakmak sadece bedensel değil ruhsal sağlığınız için de en önemli adımdır.



